Eski Ahitte Peygamberimize İşaretler
1- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 1: İşte kendisine destek olduğum, gönlümün kendisinden razı olduğu, seçtiğim kulum. Ruhumu (Cebraili) onun üzerine koydum. Milletler için adaleti meydana çıkaracaktır.;
Tevrat da geçen bu cümle, her kelimesiyle Peygamberimize işaret etmektedir. Zira Allah Ona destek olmuş, ondan razı olmuş ve insanlar üzerine Onu seçmiştir. Ayrıca Cebraili Ona göndermiş ve Milletler içinde adaleti onunla meydana çıkartmıştır. Demek bu ifadede geleceği müjdelenen zatın 5 sıfatı da Efendimiz(sav) de mevcuttur. Öyleyse Tevratın bu cümlesi her kelimesi ile Efendimiz(sav)i müjdelemektedir.
2- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 2 ve 3: Bağırıp çağırmayacak. Sokakta sesini yükseltmeyecek. Ezilmiş kamışı kırmayacak ve tüten fitili söndürmeyecek. Adaleti sadakatle ulaştıracaktır
Tevrat da geçen bu ifadelerde Efendimizin güzel ahlakından haber vermektedir. Kuran ayetleri Efendimizin bu vasfını Muhakkak ki sen üstün bir ahlaka sahipsin ifadesiyle beyan buyururken, Tevrat dada bu şekilde haber verilmektedir. Demek geleceği müjdelenen zat, üstün bir ahlakın sahibi olacaktır. Efendimiz (SAV) ise dost ve düşmanın tasdikiyle böyle üstün bir ahlaka sahiptir.
3- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 4: Yeryüzünde adaleti sağlayana dek cesaretini yitirmeyecek ve kıyı halkları Onun kanunlarını bekler
Tevratın bu cümlesi de Efendimizden haber vermektedir. Zira Efendimiz daha sağken yeryüzüne hâkim olmuş ve adaleti sağlamıştır. Ve asla cesaretini kaybetmemiştir. Hatta Allah seni insanlardan koruyacaktır ayeti kerimesi indiğinde, çadırının önünde nöbet bekleyen sahabeleri dahi göndermiş ve onlara; artık beni Allah koruyacak, sizin beklemenize gerek yok demiştir. Ve yeryüzünde, zulüm ile adeta işkence gören insanlar ve milletler, adaleti sağlayacak bu zatı beklemişlerdir. Demek bu ifade Efendimizin cesaretinden, adaleti sağlayacağından ve kıyı halklarının onun kanunlarını beklemelerinden haber vermekle, Efendimize işaret etmiş, Hatta Efendimiz (sav)i tarif etmiştir.
4- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 6: Ben Efendin, Seni doğrulukla çağırdım. Elinden tutacak, seni koruyacağım, seni halka antlaşma ve uluslara ışık yapacağım
Tevrat da, geleceği müjdelenen O zatın, Allahın tarafından koruyacağından bahsedilmiş ki, Allahın Efendimizi en zor zamanlarda hatta kurtulmanın imkânsız olduğu en zor durumlarda koruduğu ve Onu selamete çıkardığı tarihçe malumdur. Hatta hicrette, saklandığı mağarada, müşrikler tarafından yakalanması an meselesi iken ve yanında ki sadık dostu Hz. Ebubekir, Onun için gözyaşı dökerken, O metanetle sadık dostuna Korkma, Allah bizim ile beraberdir diyerek bu ilahi korumanın varlığını bildirmiştir. Efendimizin hayatının her safhasında bu ilahi koruma görülmektedir. Siyer-i nebeviyi iyi bilenler, bu sözümüze şahit olacaklardır.
Ayrıca Efendimiz, halka anlaşma olmuştur. Onun ile kan davaları son bulmuş, düşmanlar kardeş olmuştur Ve yine Efendimiz ile uluslar yollarını bulmuş, adeta onlara ışık olmuştur. Demek Tevrat da geleceği müjdelenen zatın üç vasfı ki:
Allahın onu koruyacağı, halka anlaşma ve uluslara ışık olacağı, Efendimizin herkesçe malum olan sıfatlarıdır.
5- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 7: öyle ki kör gözleri açasın, zindandaki tutsakları ve cezaevi karanlığında yaşayanları özgür kılasın
Tevratın bu cümlesi de Efendimizden haber vermektedir. Zira Onunla körelmiş gönül gözleri görmüş ve hasta gönüller iyileşmiştir. Onunla nefsin tutsakları özgür kalmış ve şirkin karanlığında yaşayanlar tevhid ışığına kavuşmuştur.
6- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 8: Ben Efendinim. Adım budur. Onurumu bir başkasına, övgülerimi putlara bırakmayacağım..
Tevrat da geçen bu ifade çok manidardır. Çünkü Allah-u Teala bu ayetiyle, göndereceğini müjdelediği zatın, putperestliği yok edeceğini haber vermektedir. Peygamberimizin de en büyük mücadelesi putperestler ile olmuş ve Mekkeyi fethettiğinde ilk iş olarak Kabede ki putları kırmıştır.
Ayrıca Allah-u Teala bu ayette, putlara övgüleri bırakmayacağını bildirmiştir. Efendimiz bu vazifeyi de yapmış ve Elhamdülillah fermanıyla, bütün övgülerin Allaha mahsus olduğunu bildirmiştir. O halde geleceği bildirilen O zat, Efendimiz (s.av) dir. Zira Peygamber Efendimiz, müjdelenen zatın vazifesini hakkıyla eda etmiştir.
7- Eski Ahit İşaya 42, Ayet 11: Çöl ve onun şehirleri, Kedarın oturduğu köyler seslerini yükseltsinler. Selada oturanlar terennüm etsinler, dağların doruklarından bağırsınlar Tevratın bu cümlesi de Efendimizden haber vermektedir. Zira Efendimiz, Hz. İbrahimin oğlu, İsmailin oğlu Kedarın soyundan olan bir toplumun üyesiydi. Demek bu ifade Efendimizin soyuna işaret etmektedir.
Sözün özü; Eski Ahitten bu bölümleri Efendimiz ile tam bir uygunluk içindedir. Ayrıca Tevratın bu bölümünün devamında, 17. ayette; putperestlerin utandırılmasından bahsedilmesi de ilginçtir. Zira bu utandırma hadisesi de Efendimiz ile gerçekleşmiştir. Evet dikkatli bir incelemeyle Eski Ahitte daha birçok işaretler bulunabilir. Demek Kuranın söylediklerini embriyolojiden astronomiye, jeolojiden arkeolojiye birçok bilim dalı onayladığı gibi, Eski Ahitin işaretleri de desteklemektedir.
Şimdi Kitab-ı Mukaddesten alınan bu iki cümleyi tahlil edelim:
1- Hz. Musanın, Hz. İbrahimin oğlu Hz. İshakın soyundan gelen İsrail Oğullarına; kardeşleriniz şeklindeki hitabı, Hz. İshakın kardeşi Hz. İsmailin soyuna, yani İsmail Oğullarına işarettir. İsmail Oğullarından gelecek olan peygamber ise ancak Hz. Muhammed (sav) olabilir; çünkü İsmail soyundan yalnızca Efendimiz (sav) gelmiştir. Hz. Yuşa ve Hz. İsa, Hz. İsmailden değil, İsrail Oğullarındandır.
2- Hz. Musa, benim gibi sözüyle Peygamberimizi kastetmektedir. Çünkü; cihad, getirdiği kanun ve hükümler, koyduğu cezalar, cemaati arasında sözünün dinlenir olması.. gibi yirmi kadar hususta Hz. Mûsaya benzeyen; Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)dir. Hz. Yuşa ve Hz. İsa değildir
3- Ayette geçen Sözlerimi ağzına koyacağım ifadesi, Efendimizin ümmî olup, okuma-yazmayı bilmediği halde Allahın Kelâmını kolayca hıfzedip insanlara okuyacağına işarettir. Ve bu haber, verildiği gibi aynen gerçekleşmiştir.
Ayrıca Tesniye 18 ve 19. ayetlerdeki bir ifadeye özellikle dikkat çekmek istiyoruz: bu cümlelerde; gelecek Peygamberin, Tanrının ismiyle sözler söyleyeceği vurgulanmaktadır. Peygamberimize gelen Kuranın en ilginç ve diğer kitaplarda görünmeyen özelliklerinden birisi de; Kuranın 114 surenin, 113ünün Besmele ile yani Bismillahirrahmanirrahim (rahman ve rahim olan Allahın ismiyle) diye başlamasıdır. Hatta Peygamberimiz sadece Kuran ayetlerini okumaya değil, her işine besmele ile başlardı ve bunu ümmetine tavsiye ederdi. Demek Tevratta geleceği müjdelenen ve Tanrının ismiyle sözler söyleyeceği bildirilen zat: Hz. Peygamberimizdir.